Sayfalar

10 Mayıs 2013 Cuma

Yolculuk...

      Bazen dışarıdan kendime bakarken 'Ne derdin var be!!' derken buluyorum. Gerçekten mükemmel bir hayatım var gibi. Ailem beni seviyor, üniversitede okuyorum, beni seven arkadaşlarım var. Ama hepsi bir yalan üzerine kurulu.

      Yıllar boyunca hep sevildiğime inandırıldım, kendimi de sevdim bir yandan. Ama şuan o kadar net fark ediyorum ki beni ben olduğum için sevebilen tek kişi bile yok. Çünkü hayatımdaki en büyük sırrı bilmiyor kimse. Bazen ben bile bilmiyorum, saklıyorum kendimden. Erkeklere baktığım için cezalandırıyorum kendimi. Rüyalarımda erkekleri gördüğüm için kızıyorum kendime. İsyan ediyorum, reddediyorum kendimi. Çünkü ben bir erkeğim. Benim kızlardan hoşlanmam gerekiyor. Yoksa 'sapık' olurum. İnsanlar sevmez beni. Böyle bir durumda ben nasıl sevebilirim ki kendimi. Dine yaklaşıyorum, dua ediyorum Tanrı'ya, yalvarıyorum... Ama nafile. Yine görüyorum o rüyaları, yine bakıyorum erkeklere.

      Hayal ediyorum toplumun bana öğrettiği gibi evlenmeyi, çocuğumun olmasını. çünkü ailemin benden torun beklentisi var, insanlar benim evlenme zamanımı bekliyor. Kimse bana erkek arkadaşın var mı diye sormuyor, herkesin aklında bir kız arkadaş. Konduramazlar bana bunu, ben nasıl izin verebilirim ki buna? Yok yanılıyorumdur. Erkek erkeğe aşık olur mu hiç?

      Böyle bir kısır döngü içinde yuvarlanıyorum, kafamı bir kalıptan diğer kalıba çarpıyorum. Yıkmaya çalışıyorum ön yargılardan oluşan duvarlarımı ama başaramıyorum çünkü kimse bana bunların ön yargı olduğunu, yıkılabilen şeyler olduğunu söylemiyor. Artık dayanamayacak noktaya geldiğimde internete 'eşcinsellik' yazıyorum korka korka. Şans eseri bir kaç blog okuyorum ve eşcinsellik kötü bir şey değil diyor bu bloglar. O ön yargılar ilk darbeyi bu noktada yiyor. Yavaş yavaş yıkılıyor tabular.



     Asıl tercih çıkıyor karşıma. Artık bunu kabul edebilecek kadar cesur musun? Farklı düşünebilir misin? Yalana son vermek ister misin diye. Çok zor da olsa kabulleniyorum bunu çünkü bu NORMAL. İnsanlar ne kadar anlamak istemeseler de bizim kimseden farkımız yok. Hatta biz diye bir grup yok ortada. Hepimiz insanız ve hepimiz eşitiz. Hepimiz normaliz.
   
        Bunu anlamak da kolay olmuyor. En azından kavrayana kadar bir beş altı ay geçiyor. Sancılı bir süreç. İlk olarak kendini ötekileştiriyorsun toplumdan. Her insana eşcinsel potansiyeli olarak bakıyorsun çünkü sen gizleniyorsun ve yalnız olmadığını anlamak istiyorsun. Daha sonra yumuşuyor tepkin. Bu sefer de insanlara kendini doğru tanıtma sürecin başlıyor. Hakaretler yiyebiliyorsun ama en azından orada olduğunu hissettirmiş oluyorsun. Halkın içinde olduğunu, nefes alıp verdiğini homofobik olan herkese gösteriyorsun.

        Bu noktadan sonra artık herkes kendi yoluna giriyor. Kimi blog yazarak yardımcı oluyor kimi etrafa açılarak. Kimi yürüyüşler yapıyor. Ama bir noktada birleşiyoruz. Özgür ve yalandan olmayan sevgi üzerine kurulu bir toplum için. Cinsellik tabusunu yıkmış hoşgörülü bir kültür için uğraşıyoruz. Aşkın sadece aşk olduğu bir toplum için.



        Umarım sıkmamıştır. Elimden geldiğince neler yaşadığımı anlattım. Sizin için uğraşan çok insan var. Kendinizden asla vazgeçmeyin. Hepimiz değerliyiz.


11 yorum:

  1. gayet açıklayıcı olmuş. Bu yolculuktan hepimiz geçiyoruz. Ancak kimimiz cesaretli oluyor kimimiz ise korkak. Ben korkak olanlardanım. Yani en azından kendimi daha hazır hissetmiyorum diyebilirim. Ayrıca, emin ol her blog yazarı bizden sonraki kuşak için yararlı olduğuna inanıyorum ve hepinize teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Eline, emeğine sağlık. Yazılarının devamını diliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum. :) ayrıca kendine korkak deme kızıyorum. Lütfen zamanla alışırsın bu duruma açılırsın merak etme. Olmayacak şeyler değil. Ben de imkansız derdim oldu. :)

      Sil
  2. Muhteşem olmuş.. Sıkmak ne kelime, tam anlamıyla küçük bir manifesto olmuş, tüm topluma kendimi nasıl tanıtmak isterdim diye kendime sorsam bu yazıyı onlara okurdum diyebilirim..

    yanaklarından öpüyorum ;) kuzum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaan beni çok mutlu ettin biliyorsun tekrar tekrar yazıyorum. İyiki tanıştık seninle. Daha çok şey paylaşırız bu konularda eminim. Bir gün ortak yazı hazırlayıp yayınlayalım nasıl olur? :D böyle de ilginç fikirlerim var işte. Sevgilerle :)

      Sil
    2. heheh o fikirlerinin hepsini değerlendirelim istiyorum ben de ;)

      Sil
  3. Hiiiç sıkılmadım :) Eline sağlık, hayatım film şeridi gibi geçti tekrar gözümün önünden :) Gerçekten de manifesto niteliğinde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar ortak nokta olduğuna sevindim. En azından çok öznel olmamış. Bu arada Canka sana ayrıca koca bir teşekkür sayende yorum yapabiliyorum. :D

      Sil
  4. "Asıl tercih çıkıyor karşıma. Artık bunu kabul edebilecek kadar cesur musun?"

    güzel bir tespit, tercih mi yönelim mi ikileminde kalanlara gelsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Umarım insanlar okur ve bir nebze de olsa farkına varırlar tercih olmadığını. :) en çok da aileler..

      Sil
  5. İlk paragrafın bile nerelere götürdü. Çok güzel olmuş ellerine sağlık......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağol. Zaten ilk paragrafı kendimi kabullenme döneminde yazdığım yazılardan aldım. :)

      Sil