Sayfalar

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Eşcinsellik Denilince!!!

      Bu yazımda eşcinsellikle ilgili birkaç simgeden ve yavaş yavaş oluşan eşcinsel kültüründen bahsedeceğim. Daha doğrusu şöyle diyeyim bazı şeyleri neredeyse her eşcinselin bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün bir arkadaşımdan öğrendiğime göre LGBTT'nin ne olduğunu soran bir gay arkadaşımız varmış. Doğal karşılanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü toplum olarak araştırmayı pek seven bir millet değiliz. Kulaktan dolma bilgilere koşulsuz inanmayı severiz. Fakat yine de elimizden geleni yapmalıyız. Boş boş oturmak da olmaz.



     Neyse ilk önce LGBTT'ye bir açıklık getirelim ve Lezbiyen Gay Biseksüel Transeksüel Travesti kelimelerinin baş harflerinden oluşan ötekileştirilen bir grubu simgeleyen bir kısaltma diyelim. Fakat travesti kelimesi çok hoş anlamlarda kullanılmadığı ve biraz yeni yönelimler de kabul edilmeye başlandığı için yeni harflerimiz LGBTIQ. Hemen açalım: Lezbiyen-Gay-Biseksüel-Transgender-Interseksüel-Queer. Homofobi ve transfobiyi yenmek için kurulan kuruluşlarda genel tabir olarak lgbtıq terimi kullanıyor yani. Ha şu da var bu kavram yeni çıkmış olduğu için insanlar alışkanlıktan lgbt diyebilirler.


      Yukarıda bahsettiğim homofobi ve transfobi kavramlarını da açıklamam gerek diye düşünüyorum ne olur ne olmaz. Homofobi homoseksüellere karşı gelişen bir nefret ve korkudur. Genelde bilgisizlikten kaynaklanır fakat en koyu homofobiklerin kendini kabul edememiş eşcinseller olduğu da hipotezler arasındadır. Ne kadar doğru bilemeyeceğim. :) Transfobi ise transgender bireylere karşı olan nefret ve korkudur. Galiba kısaca böyle açıklayabilirim. Ve şunu belirteyim toplumda en fazla yargılananlar da hep transgender bireyler olmuştur. Mesela ben kendimi kabul ettikten sonra bile uzun süre transfobik olmaya devam etmiştim. Biraz bilgilenme biraz da olgunlaşma ile bu ön yargılar da yıkılabiliyor inanın. Özellikle bu konuya daha sonra değinmeyi düşünüyorum. Pek çalışma imkanları olmuyor. Hatta bazıları korkudan gündüz dışarı bile çıkamıyor.



       Daha sonra aklıma şu geldi. Simgemiz gökkuşağı. :) Zaten gay kelimesi İngilizce'de 'neşeli' anlamına geliyor ve bu simge buna çok uygun bence. Asıl olarak her rengin bir anlamı var. Altı adet renkten oluşuyor ve kırmızı yaşamı, turuncu iyileşmeyi ve gelişmeyi, sarı güneşi, yeşil doğayı, çivit mavisi uyumu ve mor maneviyatı simgeler. Bir de Türkiye'deki kuruluşlar var. Bunların hepsi hakkında çok bilgim yok ama bildiklerimi paylaşayım. LİSTAG denilen grup beni en çok duygulandıran gruptur. Ailelerin oluşturduğu bir topluluk.Açılımı LGBTT Aileleri İstanbul Grubu... Ailelerin bir araya gelip çeşitli etkinlikler düzenlediği ve yeni kabullenmeye başlayan ailelere yardımcı oldukları bir kurum. Son zamanlarda çekilmiş ve belgesel niteliğinde olan bir filmleri bile var. 'Benim Çocuğum' geçen gün gösterimine gittim ve çok hayran kaldım kesinlikle izlenmeli ve bilgilendirme açısından da çok iyi. Umarım bir nebze de olsa ileriye götürmüştür ki öyle olduğuna çok inanıyorum.


 
"Benim Çocuğum"
  Kaos GL denilen ve Ankara merkezli bir topluluk var. İki aylık periyot ile dergi çıkarmaktalar. Bana okumak nasip olmadı ama bulduğum yerde alacağım. En etkin gruplardan biri. Daha sonra Lambdaistanbul var ki sloganları 'Ne yanlış, ne de yalnızsınız'. İnsan bu sloganı gördüğünde ağlayası geliyor çünkü ilk dönemlerde yanlış olduğunu hemen ardından yalnız olduğunu düşünüyorsun. Sitesine girerseniz bu topluluğun etkinlik takvimine ulaşabilirsiniz. Ve sıra geldi İzmir'e... Güzel İzmir'e. :) Burada da arkadaşlarım Siyah Pembe Üçgen diye çok hoş bir topluluk var. Pencerelerinde bir gökkuşağı bayrağı sallanıyor. O kadar sıcak bir ortam ki. Hemen kaynaşabiliyorsunuz. Ben çok gidemedim fakat etkinlikleri gayet hoş oluyor ve out olmanıza gerek yok. Orada kimse cinsel yönelimi ile değerlendirilmiyor ve gizlilik konusunda sorun yaşatmazlar. Oradaki insanlar ile konuşmak çok rahatlatıcı olabiliyor. :) Bir topluluk daha anlatıp out olma kavramını açıklayacağım. LEGEBİT.. Kendisi artık gitmeye başladığım ve Ege üniversitesinin resmi bir topluluğu olmak üzere. Başvurusu yıl içinde yapıldığı için 2013-2014 öğrenim yılında resmileşecek. Her hafta etkinlikler düzenleyen bir aktiflikte. Herkes çok emek harcıyor ben daha harcamadım ama çok çalışılmış uğraşılmış. Bazı günler sadece muhabbet için toplanıyorlar o derece de samimiler. :) evet galiba topluluklar konusunda diyeceklerim bu kadar unuttuklarım olabilir. Onlar için ayrı bir özür diliyorum.





        Şimdi de out olma konusuna gelelim. Bu kavram 'coming out of closet' yani dolaptan çıkmak anlamına gelmekte ve eşcinsellerin çevrelerine eşcinsel olduklarını açıklama olgusunu anlatmaktadır. Kendine açılmanın bile zor olduğu bu toplumsal baskı altında çoğu eşcinsel hayatını ikinci bir hayat olarak yaşamaktadır. Bunun zorluğu bir yana çevresindeki insanları kandırmanın verdiği vicdani rahatsızlık ayrı bir konudur. Ve eşcinsellerin toplumda kabul görmesi için bunun normalliğinin kavranması gerekli ve bunun önündeki büyük engellerden biri de eşcinsellerin saklanmalarıdır. Tabiki out olma söz konusu olunca bir insan yüzlerce defa düşünmeli ve ortama göre kontrollü bir açılma yapmalıdır yoksa gelecek tepkilerin çok ciddi sonuçları olabilir. Eğer araştırırsanız Ahmet Yıldız çok üzücü bir şekilde aramızdan ayrılmıştır. Tanrı sevgisini ondan esirgemesin. Bu olay üzerine Zenne adında bir film de çekilmiştir. Konumuza dönelim. Ben kontrollü açılmayı öneriyorum. Birkaç deneyimimi daha sonra sizlerle paylaşacağım ama out olmak aklınızda yoksa bunu sadece düşünün. Kimse sizi zorla out edemez ama bir şeylerin değişmesi ve biraz da gerçek bir hayat yaşamak için bunun üzerinde düşünün derim ben :)


File:Prayers for bobby poster.jpg
      Bir de çok önem verdiğim bir filmden bahsedeyim. Ciddi anlamda her eşcinselin izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Daha çok film öneririm ama bu çok ayrı. İlk olarak bunu paylaşmak zorunda hissediyorum kendimi. Fazla uzatmadan söyleyeyim: 'Prayers for Bobby'.. Dini bakımdan muhafazakar bir ailede yetişen bir eşcinselin dramını anlatıyor. Ve bu uğurda neler yaşanıyor. Hatta filmin afişine baktığımda bile gözlerim doluyor o derece yani. Eğer izleyip de beğenmezseniz duygularınızı aldırdığınızı düşünürüm. :)


      Merak etmeyin bitti bitecek. Şunu diyeceğim ki eşcinseller de çeşit çeşittir. Her heteroseksüel gibi seks düşkünü olan da vardır marjinal olanı da. Lütfen insanları tek düze olarak değerlendirmeyin. Her birey başlı başına bir insandır. Her gay feminen olmadığı gibi her feminen olan da gay değildir. Bu kavramları aynı kefede tutmaktan vazgeçelim artık. Ayrıca tekrar şunu demek istiyorum. Arkadaşlarım hepiniz değerlisiniz. Siz de birer insansınız ve yanlış değilsiniz. Asıl yanlış olan bunu hastalık olarak kabul eden insanlar. Kendinize iyi bakın. Şimdilik hoşçakalın.... :)

5 yorum:

  1. Çok tatlı bir bilgilendirme yazısı olmuş ve neredeyse her noktaya değinmeye çalışmışsın..

    Çok mühim olmayabilir ama bir düzeltme yapalım KAOS GL 2 aylık bir dergidir, her ay yayımlanmaz ;)

    sağlıcakla kal
    kaan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen düzenlemeyi yaptım. Teşekkürler. :D ve her yazıma yorum yapmışsın çoook mutlu oldum. Bigay da biliyor beni artık :P

      Sil
  2. LGBT'nin bile açılımını bilmeyen LGBT'ler için bence çok bilgilendirici ve açık bir yazı olmuş :) Eh bundan sonra transfobik ve bifobik geyler için de bir yazı bekliyoruz :) Aslında bu konuya ben de bir değineyim. Bu arada küçük bir düzeltme daha, LEGEBİT henüz resmi bir topluluk değil; fakat umarım sene başında başvurduğumuzda olumlu bir yanıt alabileceğiz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten o LGBT açılımını bilmeyen LGBT'leri senden öğrendim. O arkadaşım sensin yani. :) o yazıları da yazacağım vaktim oldukça burada her konudan yazı olacak hatta bana konu önerisi gelirse onlar hakkında da yazarım. Düzeltmemi de yaptım ben yanlış okumuşum sayfadaki yazılarını. :D

      Sil
  3. Senin bloğunu daha yeni keşfettim , tabi ki kendime çok kızdım :D Önce şunu belirteyim bende yeni dolaptan çıkanlardanım , aslında en başından beri biliyordum yani hep vardı. Hatta bir keresinde 7. sınıftayım dershaneden donuyorum , otobüste birini keserken yakaladım kendimi ve bir daha böyle şeyler yapmamak için kendimi çok zorladım ama nafile :D Yada en başına gideyim çocuktum beş altı yaşlarında falanım gidip sürekli annemin makyaj çantasından bir şeyler aşırıp kendimi süslüyordum , sonra annemler görünce kıyamet kopuyordu ama ben zaten bunu göze almıştım :D Anlayacağın çocukluğumdan beri çok farklıydım kimseye benzemiyordum ne arkadaşlarıma , ne kuzenlerime . . . Ama işte kendini kabul etmek o kadar kolay olmuyor , ne bileyim hep bir şeyler takılıyor kafana . Mesela bunun dini boyutu var ki beni en çok muallakta bırakan o . Aslından dinle çok alakam yok ama yine de yanlış yaptığımı söyleyen 1400 kusur yıllık sistematik var . Bunun yanında aileme söylemek var birde . Ben onların gay olduğumu bildiklerine adım gibi eminim ama yine de gidip ben sizin istediğiniz gibi değilim demek çok zor geliyor . Bilmiyorum kafam çok karışık şu an . Dun bir hocam kanser hastası olan hastasının intihar ettiğini söyledi derste . Sebebine gelince tedavi sırasında ailesinden kimse yokmuş yanında , çok yalnızmış ve intihar etmiş. En çokda bundan korkuyorum işte , yalnız kalmaktan ve yalnız ölmekten .

    YanıtlaSil